Batı Hun İmparatorluğu

Kavimler Göçü

Türk devletlerinde hükümdar ailesi devlet yönetiminde söz sahibi idi. Bu nedenle her hükümdar
ölümünden sonra taht kavgaları çıkartmaktaydı. Türk devletlerinin en zayıf noktası bu taht kavgaları idi. Metenin ölümünden sonra Hun devletinde de karışıklıklar çıktı. Hunlar önce doğu ve batı Hunları diye ikiye ayırdılar. İkiye bölünen devlet gücünü kaybetti. Elli sene kadar Çin baskısında yaşayan Hunlar, bu kezde Kuzey ve güney diye ikiye ayrıldılar. Hunlar bu son bölünmeden sonra Orta Asya da dağınık olarak yaşadılar. 374 den itibaren Hunlar Avrupa ya doğru yoğun şekilde göç ettiler. Ural dağları ile Hazar denizi arasında ki bölgeden geçen başlıca Türk toplulukları şunlardır:

Hunlar, Avarlar, Bulgarlar, Macarlar, Oğuzlar, Peçenekler ve Kumanlar.

Bu Toplulukların önünde duramayan Vizigotlar, Ostragotlar, Vandallar, gibi kavimler yerlerinden ayrılarak Avrupa içinde yer değiştirmeye başladılar. Bu gelişmelere ( Kavimler Göçü) denilmektedir.
Kavimler göçü Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasına ortam hazırladı. Avrupa da dini, siyasi, kültürel, ekonomik önemli değişiklikler görüldü.


Hunlar Avrupa da

Avrupa ya giren Hun Boyları burada " Avrupa Hun Devleti " ni kurdular. Bu büyük imparatorluk 425- 454 de kadar 29 yıl sürdü. Başkenti ise günümüzde Macaristan toprakları içinde yer alan Segedin şehriydi. (Resimde)
Avrupa Hun devletini Muncuk, Oktar, Ruga, Aybars adında dört kardeş kurmuştu. Bunlardan önce Oktar sonrada Ruga İmparator oldular.


Avrupayı titreten Hun Hükümdarı Atilla   

Amcası Ruganın ölmünden sonra 434 yılında Ağabeyi Leda ile birlikde tahta geçti. Atilla İmparatorluğun Bizans sınırına dayanan parçasını idare ediyordu. Ağabeyi ise imparatorluğun batı bölümünde hüküm sürüyordu. Atilla bir süre merkezi idareyi kurmakla uğraştıktan sonra dikkatini Bizans imparatorluğuna çevirdi. 441 yılında orduları ile bizans sınırlarını aşıp Niş ve Filibe şehirlerine kadar olan yerleri aldı. Ertesi yıl da Bizanslılara ağar şartları olan bir antlaşma imzalattırdı. 445 yılında ağabeyin ölmesiyle Atilla Hun tahtının tek sahibi oldu. Bizansla barış antlaşmasını bozarak büyük bir ordu ile Trakyaya saldırdı ve Bizans topraklarının geniş bir bölümünü işgal etti.

450 de Bizans tahtına Markiyanos geçti. Yeni hükümdar Atillaya vermek zorunda olduğu vergiyi vermedi ve savaş hazırlıklarına  başladı, fakat Atilla o sıralarda dikkatini Batı Roma İmparatorluğuna vermişti. Önce Batı Romayı çiğneyecek ardındanda Bizansla hesaplaşacaktı. 451 in Ocak ayında Gallia ( Fransa ) üzerine yürüdü. Yarım Milyonluk ordusu ile mayısda Batı Roma İmparatorluğunun müttefiki olan Batı Got Krallığının sınırına vardı. Temmuz başlarında Batı Roma müttefiklerinin orduları ile karşılaştı. Bu büyük ve kanlı çarpışmada 165000 kisi öldü fakat kesin bir sonuç alınamadı. Atilla geri çekildi.

Atilla ertesi yıl tekrar İtalyayı ele geçirmeye kalkıştı. Milano, Pavia ve diğer bir çok şehri ele geçirdikten sonra Roma yoluna girdi. Roma büyük bir korku içerisinde idi, papa Leo iki eski konsülle birlikte barış istemek için Atillaya gitti. Atillanın karargahı Roma yolu üzerindeydi. Hun ordusunu açlık ve salğın iyice hırpalamıştı. Atilla heyeti iyi karşıladı. Yıllık vergi karşılığında geri çekilmeyi kabul etti.  Avrupalılar Atillaya Allahın Belası diyerek lakap takmışlardı.

Tabut içinde tabut  

Genç bir kızla evlenen Atilla, zifaf gecesinin sabahında yatağında ölü bulundu. Neden öldüğünü kimse bilemedi.

Atillanın ölümü üzerine büyük bir cenaze töreni yapıldı. Büyük bir ipek çadırı kuruldu cenazesi bu çadırın içindeki süslü bir sedire konuldu. Cenaze töreninden sonda naaşı altın bir tabuta konuldu altın tabut gümüş tabutun içerisine gümüş tabut ise demir bir tabut içerisine yerleştirildi. Tabut bir ırmagın yatağı değiştirilerek ırmak yatağına defnedildi. Defn edenlerin hepsi öldürüldü. Bu sayede kimse nereye defn olduğunu bilmemektedir.

Tuhan Cosar