“Beni ziyaret etmeyecek misin yâ Bilal?” buyurması üzerine...

Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz’in ilk müezzini Bilal-i Habeşî (r.a.) idi. Efendimiz (s.a.v.)’in vefatına kadar müezzinliğini yapan Bilâl-i Habeşî (r.a.)’ın sesi gür ve tesirliydi. O, ezan okumaya başlayınca, herkes büyük aşk ve vecd içinde dinleyip, kendinden geçerdi. O, ezanı okurken dinleyen herkesi ağlatırdı. Ne mutlu o sesin, tevhidi aleme aşkla haykırışını duyanlara, göz yaşı dökenlere!Bilâl-i Habeşî (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)’in vefatından sonra defnedilmesinden önce son ezanını okurken, “Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah” deyince, Mescid-i Nebevî ağlayanların sesinden adeta çalkalandı. Efendimiz (s.a.v.)’in defninden sonra Bilâl-i Habeşî ezan okumayı bırakarak, Şam’a hicret etmişti. Burada bir müddet kaldıktan sonra, bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i görmüş ve “Beni ziyaret etmeyecek misin yâ Bilal?” buyurması üzerine, Medine’nin yolunu tutmuştu. Bilâl-i Habeşî, Medine’ye varınca Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizle geçirdiği o güzel günleri hatırlayıp, hasret ve muhabbet gözyaşları döktü. Uzun bir müddet ağladıktan sonra, Peygamberimiz’in güzide torunları, Hz. Hasan ve Hüseyin’in ısrarları ile bir gün sabah namazı vaktinde ezan okumaya başladı.Onun sesini duyan herkes, sokaklara döküldüler ve iki cihan güneşi Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ile yaşadıkları o saadetli günleri, Bilâl-i Habeşî’nin okuduğu ezan sedalarıyla hatırlayıp ağladılar; sanki Efendimiz (s.a.v.) dirilmiş de gelmişçesine öyle bir heyecanla mescide koştular. “Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah” deyince ağlamaktan ve hasretinden dolayı dizlerinde derman kalmayan Hz. Bilal diz üstü çökerek hıçkırıklara boğuldu. O bu halde güçlükle ezanı tamamlayabildi. Rabbim cümlemizi şefaatlerine nail eylesin! Âmin!

Cuma Ali Kara Hoca